Sunday, September 23, 2007

Turkiye'den dondukten sonra

Artik Eda emekleme isini iyice kivirdi, biraz yavastan da olsa. Koltuklara tutunup ayaga kalkiyor, atrafa tutunarak butun odayi dolasiyor. Oturma odasinin kapisini acik bulmaya gorsun, hizla disari firliyor. Oyuncaklardan cok, ivirla zivirla, (laptop, uzaktan kumandalar, wet wipes kutusu, sehpalarin uzerindeki hersey) ilgileniyor.

15 Eylul cumartesi iki yeni disinin ciktigini farketti Gokhan. Yine nispeten az sikintiyla atlattik. Bir iki gun biraz keyifsizdi. Simdi iyi.

Tatilden ilk dondugumuzde uykuya yatarken her seferinde bir aglama tutturuyordu. Simdi giderek azaldi, ama gene de eskisi kadar kolay degil uyutmak. Artik birakiyoruz, 2-3 dakika agliyor, baska caresi yok. Bazen kiyamiyorum alip indiriyorum asagi gene. Sonunda yorgunluga yenik dusuyor. Bazen ikindi uykusunu hepten atladigi oluyor.

Artik benim yemeklerime de iyice ortak oldu. Sabah kahvaltisinda yedigim peynirli ekmek diliminin yarisina yakinini Edos goturdu. yemek hazirladigimda, mama sandalyesi ortaya cikinca basliyor "meme mamama ..." diye soylenmeye, bunu ilk bilincli kelimesi sayabiliriz belki.

Turkiye'den aldigim devam mamalarini cok sevdi, irmikli tahinli, balli. Karisik bitkisel cayi da cok sevdi.

Carsamba gunu dogum gunu, ona hazirlaniyoruz. Buyukler, akrabalar olmayinca cok renkli olmayacak ama minik ailemiz ve Kaytie Abla ile kutlayacagiz. Bir yil geciverdi, ne cabuk....

Gene uzun bir aradan sonra Eda'nin yaptiklari

Eda 17 gunluk bir Turkiye gezisi yapti. Ahat dedesiyle ilk defa karsilasti. Anneannesiyle, babaannesiyle ve Mehmet dedesiyle hasret giderdi. Tatil sonrasinda kendimize gelmemiz derken, gene bosladik blog'umuzu.

Eda tatil sirasinda birsuru yeni sey ogrendi. Babaannesi ve komsu Cigdem teyze 24 saat Eda'yla zaman gecirdi. Dans etmeyi, el sallamayi ogrettiler Edos'a. Hergun Bizimkoy'u turladi, karsi komsunun hamaginda keyif yapti. Genelde sicaktan o kadar bunaldi ki, hamak onun icin en guzel uyunacak mekan oldu. Edos babaannesinin pacanga boregini, mangalda etlerini yedi, her aksam kalabalik bir aile sofrasinda bizimle oturdu.

Selcuk dayisi, Seher yengesi ve kuzenleriyle tanisti, Ece ablasiyla el ele fotograf cektirdi. Cok sirinlerdi, o resimleri de hala almadim abimden.

Sonra, Dikili'ye anneannesine ve Ahat dedesine gitti. Ege denizinde yuzdu, dedesiyle salincak sefasi yapti, kahvaltida bahcede yetisen seftalileri, domatesleri silip supurdu. Son durak Safranbolu'ydu. Halalarin ve enistelerin hararetli cocuk sevme sekilllerine alisti :) Yani, her gittigi yerde cok cook sevgi gordu, gezdi, oynadi, yedi icti. Yine uslu ve olabildigince uyumluydu, uyku duzenini oturtmak biraz zor olduysa da iyi dayandi Edoscuk.

Tabii ki, buyuk anneanne, buyuk dayi ve teyzeyi de ziyaret etti.

Tam bir aileye takdim oldu bu gezi Eda icin. Bu geziden akilda kalanlar:

Benim Adim Mikrop sarkisi

Sivrisinekler bebekleri cok fena yiyormus, sakasi yokmus

Nay nini nay ninini ... (nasildi o nasildi, hadi kizim nay nini yap :) ...)

anneyle babaanne yan tarafta okey oynarken hamakta uyumak

Eda nerde? Bilmem? Anne Eda nerde? Komsuda ...