Tuesday, November 20, 2012

Burcu

Burcu'ya ayri bi sayfa acalim, gecen 19 ayini, belki yillar sonra hatirlayamayacagimiz bazi detaylari ozetleyelim.

Cok erken ayaga kalkti ve yurudu. 7 ayi biraz gectiginde hicbiryere tutunmadan ayaga kalkiyordu. Bunu bir iki ay yapti. 10.5 aylik oldugunda da rahatca yurumeye basladi.

Uyku durumu felaketti, yasini gecti ama hala gece iki kere kalkip, bir de toplamda cok az uyuyordu. Tabii onu daha uzun sure emzirdigim icin olabilir (14 ay). Geceleri mutlaka bana bi yoklama yapmasi gerekiyordu sanirim :) Simdi bile gece 9 aksam 6:30'dan daha uzun kesintisiz uyumuyor. Genelde 6'da ayakta.
Istahi guzel, ablasinin o vakitler oldugu gibi. Surekli buzdolabi civarinda dolasip, yarim saatte bir "ac ac" diyor, ve dolapta birsey gosteriyor ona vermem icin. Bazen salca gibi alakasiz seyleri tutturdugu da olmuyor degil.

20 aylik olmasina bir hafta kaldi ve su anda soyleyebildigi seyler:
Turkce: anne, baba, abba, "aci"-ac anlaminda, "a" al ya da ver anlaminda, otur, burda, "cu" sut anlaminda, mama, "du du" araba anlaminda, gol, bebe, cici
Ingilizce: no, cold, "so" socks anlaminda  

Tabii ki ablasi ne yapsa taklit etmek, pesinden gitmek istiyor, sac taratmayi, takip takistirmayi, sarki soylemeyi ve dans etmeyi cok seviyor. Oyuncak bebegini yere yatirip islak mendille poposunu siliyor, yemek yediriyor. Bir aydir mama sandalyesinde oturmayi reddediyor, sofra kurulmaya baslanir baslanmaz, inanilmaz bir endise ve telasli ifadeyle, masaya herkesten once oturmak icin kosuyor. En cok da, bizim yemek masasinin bir tarafinda bulunan uzun banka benim kucagimda oturup yemek yemeyi seviyor.
Son yazimdan beri yillar gecti... Eda'nin hayatinda onemli seyler oldu. Artik bir kardesi var. Bu blogda hem ondan hem de kardesi Burcu'dan bahsedelim artik.

Edos simdi 6 yasinda, Kindergarten sinifinda, Midwest Montessori okulunda. Turkiye'deki sabbatical'imizdan dondugumuzden beri 6 ay downtown Chicago'da yasadi, Urban Child Academy kresine gitti, sonra Evanston'a dondu ve Midwest Montessori'ye basladi. Sehir merkezinde yasamayi cok sevdi. Hala yuksek binada oturalim anne, manzarasi ne guzeldi diye bahsediyor. 22. katta oturuyorduk. hergun okula gidip gelirken ya da baska bir yere, asansorde karsilastiklariyla mutlaka sohbet ederdi. Inanilmaz konuskan bi cocuk, herkese laf atiyor. "Kizim yabancilarla konusma" diye hergun ikaz ediyoruz. Simdilerde azaltti, ama hala cok disadonuk bir cocuk.

4-5 yas arasini istahsiz ve cok yemek secerek gecirdi, ama son 4-5 ayda ozellikle cok degisti. Artik herseyi yiyor. Bunun disinda genel olarak hep uslu ve soz dinleyen bir cocuk. Biraz odaklanma sorunumuz var yalnizca :) Netflix'de (kendi deyisiyle "nek-flix") Power Rangers vesaire filmleri seyretmeyi, Big Fish Games'ten indirdigimiz oyunlarla oynamayi, her aksam yatmadan once kakaolu sut icmeyi cok seviyor. Geceleri benimle uyumayi cok seviyor, kiyamiyorum, son zamanlarda sikca uyuyorum onunla. Soyle bir dusundum, bundan birkac yil sonra ben istesem bile, benimle bu kadar vakit gecirmek istemeyecektir. O zaman firsat varken sonuna kadar kullanayim...

Okuma yazmada cok ilerledi, hem Turkce hem Ingilizce. her aksam birer cumle yazip okuyoruz. Baleye gidiyor, ve U6 futbola basladi bu yil. Bazen maci birakip yerlerdeki cimi yoldugu, kendi kalesine gol attigi oluyor ama, genel olarak seviyor. Aslinda yasina gore uzun boylu bir cocuk ve bu fiziksel avantajini iyi kullansa obur cocuklari ezip gecer ama farkinda degil. Ona bunu anlatmaya calisiyorum, bak sen cok daha guclusun bi omuz at gec hepsini diyorum ama, Gokhan boyle seyler ogretmemem gerektigini soyluyor :))

Friday, October 1, 2010

Eda 4 yasinda, 6 aydir Turkiye'de

O kadar cok sey oldu ki gecen zamanda, aklima gelen birkac seyi hemen not edeyim. Eda 3 ay anneannesinde kaldi. Ilk ay bizi hic aramadi ama sonralari hem huysuzluklari artti hem de telefonda bize surekli neden burada degilsiniz, isiniz bitmedi diye sordu durdu. Temmuz'da anaokuluna basladi, Arilar Sinifinda :) Sandalye kapmaca oynarken acikta kalinca aglama tutturmak, turlu, fasulye gibi seyleri yememek disinda okulda bir sorun yok. Bir de arkadaslarinin isimlerini bir turlu soylemiyor bize, bence biliyor ama bize soylemiyor... Bugun cilgin sac partisi yapacaklardi, birazdan onu almaya gidince gorecegiz bakalim nasil oldu:)) Turkcesi super oldu tabii, Ingilizce hic konusmuyor ama anladigini biliyorum, filmleri falan cok guzel takip ediyor. Yarin ilk macina goturecegim onu. Dogum gununde aldigimiz kelebek kanatli kostumle iki gece uyudu ve gunduzleri de cikarmadi. Kelebekti, Barbie'ydi, pembe renkli seylerdi hep akli boyle seylerde...

Thursday, March 25, 2010

Uzun aradan sonra

Eda icin blog yazmayali cok uzun zaman oldu (yaklasik 13 ay). Bu arada tabii neler neler oldu. Su an Eda hemen hemen tam anlamiyla bilingual. Insanlari Turkce bilen ve Ingilizce bilen diye ayirt edip ona gore konusuyor. Ornegin bizimle hic Ingilizce konusmazken, Angela dadisi gelir gelmez Ingilizce konusmaya basliyor. Bazen televizyonda biz Ingilizce programlar seyrederken, bize tercume ediyor programlari :-)

Yemek yemesi inanilmaz problem son iki aydir. Bazi gunler, bir dilim ekmekten baska birsey yemiyor. Buna ragment nasil bu kadar enerjisi var anlamak mumkun degil. Su aralar, tatliya dadanmis durumda, bakalim ne zaman gececek her sabahki kahvalti didismelerimiz.

Gectigimiz yaz yaklasik 6 hafta gecirdi Turkiyede. Gercekten onun icin donum noktasi oldu bu. Bundan once yalnizca catpat Ingilizce konusurken, 6 hafta icinde (babaannesinin zorlamasiyla) hem Turkceyi cok iyi konusmaya basladi, hem de tuvaletini soylemeye basladi.

Son bir senede bayagi gezmeye devam etti; Hawaii (Mart 2009), Turkiye (Agustos 2009), Avustralya (Aralik 2009), Almanya (Mart 2010), ve Ispanya (Mart 2010). Onumuzdeki 9 ay boyunca Turkiyede kalacak, umarim onun icin iyi olur.

Tuesday, February 17, 2009

Eda'dan haberler

Bunu unutmadan yazmam lazim. Eda bugun Fener dedi!! Fenerbahce ile ilgili bir cocuk kitabi almistim ona, icinde bol bol futbol topu, futbol sahasi ve top oynayan cocuk resimleri var. O kitabi eline alip gool demeye basladi, hemen arkasindan ben Fener diyince o da ilk defa telrar etti. Kac aydir ugrasiyordum bunun icin!! Eda dunyayi fethetmeye de devam ediyor bu arada. En son yazdigimdan bu yana Cancun, Meksika'ya ve gecen hafta California, Irvine'a gitti. Eli teyzesi ve Deep amcasini ziyaret etti. Genelde cok usluydu, ust kattaki odada tek basina da cok guzel uyudu, yalniz donuste ucaga binince araba koltugunda durmak istemedi, ve yaklasik yarim saat ciglik cigliga agladi. Bayagi bir stres oldum ama neyse sonunda bitkin dudup uyuya kaldi, ve yolculugun geri kalani rahat gecti.

Irvine yolculugunda farkettik ki Eda cok iyi Ingilizce konusuyor, bir suru tam cumle soyluyor. Turkcesi uzerinde calismamiz, ve bu yaz mutlaka onu Turkiye'de cocuklarin da oldugu ortamlara bolca sokmamiz lazim.

Sosyal yani da hala cok kuvvetli. Eli'nin komsusuyla karsilastik, bir ay kucuk bir oglu var. Eda yanina gitti ve direk "Hi, Eda!" dedi, resmen kendini tanitti!! Gokhan bunlari amcasindan almis diyor.

Monday, November 10, 2008

Eda'nin yaptiklari soyledikleri

Cok nadir yaziyorum buraya, hemen unutmadan yaptigi sirinlikleri not edeyim simdi dedim. Artik iyice konusmaya basladi. En son soylemeye basladigi Turkce kelimeler:
agiz, burun, yogurt, tata (Tavsan), afa (zurafa), anne demeyi de iyice ogrendi artik, "kaka gitti" (tuvalete kirli bezini bosaltip ustune sifonu cektikten sonra bunu soyluyor hep), bitti, tay (cay), abi, dede...
Ingilizcesi de iyice ilerledi tabii, bazi yeni kelimeler : dog, cat, nose, cookie, cake, "what's that"

etrafta bir kagit parcasi bulsa, bir meyve yiyip copu kalsa hemen gidip cop kutusuna atiyor. Bizim kutu yuksek, asagida ayakla basilan pedal var kapagi acmak icin, onu da ogrendi hemen aciyor cop kutusunun kapagini...
"kizim bana cay getir" diyince hemen oyuncak mutfak setinden cay fincanini kapip geliyor
masaya yiyecek birsey cikarinca, gidip cekmeceden bir catal ya da kasik alip geliyor hemen
ayagindan corabini cikarip kiyafet dolabina goturuyor, corap cekmecesini acip oraya koyuyor

kitaplari ve boyamayi cok seviyor, ben ona kitaptan birseyler okuyunca ya da deftere bir resim cizerken oyle pur dikkat izliyor ki, cok guzel konsantre oluyor. Kresteki Charlotte teyzesi, bu boyle giderse ileride ders yaparken, odev yaparken cok iyi olacak, birseyle cok uzun sure mesgul oluyor, diyor...

kresi cok seviyor, arabayi Charlotte'un evinin onune park edip kapiyi acar acmaz yuzu guluyor, hemen kosa kosa gidip iceride kayboluyor...

cok guzel uyuma taklidi yapiyor, aksam kanepede oturuyoruz, kafayi arkaya atip gozlerini kapiyor, horlama taklidi yapiyor, sonra bana bakip guluyor...

Friday, July 18, 2008

Eda: yaz aylari, yolculuklar

Eda'ya bu yaz daha keyifli bir yaz gecirtmek icin birkac sey yaptik. Ona 2.5 metreye 1.5 metre oldukca buyuk bir cocuk havuzu aldim. Cok seviyor, icinde saatlerce oynuyor. Gokhan da bir hamak almis dun geldi. Onu da kurunca, orada da keyif yapar artik. Babaannesi onun icin bir hamak almisti yazlikta, ona benzer birsey.

Bir hafta krese biraktik Eda'yi (Kaytie bir yolculuga cikti, benim de ani bir sekilde NSF'e gitmem gerekince). Oradaki cocuklarla cok iyi anlasti, bakici kadin bile sasirdi, bu cocuk yeni ortama ne kadar cabuk uyum sagladi diye. Ilk gunun aksami almaya gittigimizde, evin onunde bekliyorlardi. Eda en onde kosturuyor, arkada kresteki diger cocuklar (hemen hemen hepsi Eda'dan buyuk, 2, 4, 5, ve 7 yaslarinda cocuklar var, bir tane de 15 aylik). Buyukler, belli ki Eda ile ilgileniyorlar. Hele 4 yasindaki kucuk bir kiz kendinden ufaklara ablalik etmeyi seviyor belli ki. Ekimden itibaren oraya haftada bir veya iki gun devamli gondermeyi planliyoruz.

Eda'nin bugunlerde yaptigi en belirgin seylerden biri, her sabah kendi kahvaltisini bitirdikten sonra benimkine dadanmak. Her sabah sutlu kahvalti gevregi yiyorum, herhalde sutu cok sevdigi icin, illa ki kucagima gelip yemek istiyor. Bugunlerde en sevdigi meyve uzum. Kayisi ve erik de yiyor. Dun Gokhan'in yaptigi Marsala soslu tavugu da afiyetle yedi.

Bu yaz Istanbul'a Londra uzerinden uzun bir yolculuk yapti Edos. Gidis yonunde Gokhan'la yalnizdi. British Airways Lonrda aktarmasinda bebek arabasini vermedigi icin oldukca yorucu ve zor oldu. British bizim icin bitmistir artik. Donuste ikimiz idare ettik bir sekilde. Havaalaninda bir oyuncakci dukkani bulmamiz cok ise yaradi.